25.01.2021

E-ticaret sitesi açmak mı yoksa pazar yeri açmak mı daha mantıklı?

Eğer internette bir şeyler satmak için bir şirket kurmayı düşünüyorsanız (letgo gibi sitelerde evinizdeki ikinci el eşyaları satmaktan bahsetmiyorum) önünüzde iki seçenek var. Bu seçeneklerden birincisi kendi e-ticaret sitenizi kurmak, ikinisi ise n11, trendyol, hepsiburada, gittigidiyor, amazon.com.tr gibi pazaryeri olarak adlandırılan sitelerde online mağaza açmak. Her iki seçeneğin de avantajları ve dezavantajları bulunuyor. Bu konu hakkında görüşlerimi yazmak ve hangi seçeneğin kimler için daha uygun olabileceğini tartışmak için bu başlığı açıyorum.

Pazar Yerinde Mağaza Açmanın Avantajları

Pazar yerlerinde satış yapmanın avantajı, kendi yazılım teknolojinizi geliştirmeye sermaye ayırmanıza gerek olmaması. Her bir platformun kendi kuralları var ve her birisine ayrı ayrı başvuru yaparak sözleşme imzalıyorsunuz ve ürünlerinizi bu sitelerde satmaya başlıyorsunuz. Ürünlerinizi listelemek için kendi ürün fotoğraflarınızı çekmeniz ve ürün açıklamalarını yazmanız size daha fazla ziyaretçi getiriyor ama rakipleriniz de sizin çektiğiniz görselleri ve yazıları araklayabiliyor. Bu platformlardan bazılarında soru-cevap ve yorum gibi özellikler de var ve satış yaptığınız kişilerden aldığınız geri dönüşler ile ürünlerinizi almadan önce size soru sormak isteyenlerin yazışmaları ürün sayfaları altında görünebiliyor. Pazar yerlerinin kargo firmaları ile anlaşması olması sayesinde de normalde yapacağınız anlaşmalardan nispeten daha ucuza ürünlerinizi kargolayabiliyorsunuz.

 

Pazar Yerinde Mağaza Açmanın Dezavantajları

Pazar yerlerinde satış yapmanın ilk dezavantajı ise haliyle komisyon ödemeleri. Her bir satışınızdan reklam ve satış komisyonu altında ücret alınıyor ve bu fiyatlar da ürün fiyatlarına eklenince rekabetçi fiyatlarda satış yapabilmek için çok düşük kâr marjları ile çalışmanız gerekiyor. Bir de pazar yerlerinde ürünlerin iade edilebilir olması ile ilgili bir durum var. Özellikle bu özelliği suistimal etmek isteyen kişiler sizden alışveriş yaptıktan sonra ürünleri bozarak, tekrar satışı yapılamayacak şekilde ya da içinden bir parçayı alıp değiştirerek geri gönderebiliyor ve bu gibi durumlarda pazar yerleri genellikle alışverişi yapan kişinin yanında oluyor. Dolayısıyla az kâr marjı ile pahalıya sattığınız ürünler size fazla suistimal gerçekleşmesi durumunda zarar olarak dönebiliyor. Kargo firmalarının da hassas ürünleri taşırken gösterdikleri hassasiyet bu sorunun bir parçası olabiliyor.

Pazar yerlerinde satış yapmanın bir diğer dezavantajı ise bu platformlarda satış yaparken marka olmanızın zor olması. Pazar yerlerinden alışveriş yapan kullanıcılar seçecekleri ürünü arama kısmına yazarak buluyorlar ve eğer alacakları ürün konusunda birden çok yerden seçim yapma şansları var ise genellikle en ucuzunu ya da en çok olumlu yorum alanı tercih ediyorlar. Farklı satıcılar da reklam ya da alternatif yollarla bu aramalarda daha üst sıralarda çıkmaya çalıştıkları için zaman zaman kirli bir rekabet olabiliyor. Ama özetle sizden alışveriş yaparak çok memnun kalan kişi sizi bir sonraki alışverişinde hatırlamıyor bile, memnun kaldığı firma ilgili pazar yeri olmuş oluyor. Sezarın hakkı Sezar'a gitmiyor özetle.

Pazar yerlerinde satış yaparken yaşamanız muhtemel bir diğer problem ise ürün yönetimi konusu. Özellikle birden çok platformda satış yapıyorsanız ve sattığınız ürünler de sınırlı stok ürünler ise bu ürünleri ve satışları yönetmek bir yerden sonra problem oluyor. Örneğin elinizde 1 adet kalmış bir ürün aynı anda iki farklı platformdan birden satılabiliyor ve bu satışlardan birisini iptal etmek ya da gönderememek size eksi puan olarak geri dönüyor. Bu problemin çözümü ise pazar yeri entegrasyon yazılımları. Fiyatları 2.000 TL ile 10.000 TL arasında değişen çok sayıda pazar yeri entegrasyon yazılımı ve firması var. Yorumlarına bakarak bu firmalardan birisi ile anlaşmanız iş yükünüzü azaltıyor ama yıllık bir maliyetin altına girmiş oluyorsunuz. Hele bir de kötü bir firma seçtiyseniz sık sık yazılımları çökebiliyor ve destek alamıyorsunuz.

 

Kendi E-Ticaret Sitenizi Açmanın Avantajları

Kendi e-ticaret sitenizi açmanın en büyük iki avantajı, kendi markanızı kuruyor olmanız.  B2B ya da B2C olarak konusunda da uzman olduğunuz ürünleri üretici olarak ya da aracı olarak satmak bir derece keyiflidir ancak tüm sürecini yönettiğiniz bir e-ticaret sisteminde kullanıcıya, üzerinde sizin logonuz olan bir ürünü satmak ve dahası onun bu alışverişinden mutlu olarak çevresine de bahsetmesi çok motive edici bir başarı karesi. Ama maalesef sürdürülebilir başarı için ödenmesi gereken bedelleri yazmak biraz daha uzun sürecek.

 

Kendi E-Ticaret Sitenizi Açmanın Dezavantajları

Kendi e-ticaret sitenizi açmak ise marka olabilmeniz ve komisyon ödemesi yapmanıza gerek kalmaması açısından avantajlı. Ama bu sefer de farklı problemleri çözmeniz gerekiyor. Birincisi pazar yerlerinde satış yaparken tüketicinin güven sorunu olmuyor çünkü ürün kendine sağlam olarak ulaşmazsa para ödemeyeceğini biliyor. 

İkinci problem, site trafiğini nereden sağlayacağınız. Arama motorlarında ürünler ile ilgili tüm terimler büyük e-ticaret siteleri tarafından parsellendiği için arama motorlarının organik arama sonuçlarında ilk sıralarda görüntülenmeniz çok zor. Bırakın ilk sayfayı, google görsellerde bile görüntülenmesi çok zor. E-ticaret sitelerinden sonra da haber siteleri her konuda korkunç bir içerik kirliliği yarattıkları için onlar geliyorlar. Dolayısıyla reklam harcaması yapmadan trafik elde edebilmeniz çok zor. Reklam harcamaları da size farklı kelimeler için farklı masraflarda rekabet anlamına gelecek ve büyük şirketler için komik paralar olan bu reklam harcamaları bir süre sonra size ağır gelmeye başlayacak. Sermaye gereksinimi bu opsiyon için olmazsa olmaz maddelerden birisi.

Kargo anlaşmaları yaparken her ay doldurmanız gereken kotalar var, çünkü düşük fiyat ile anlaşma yapmanız için çok sayıda kargo gönderisi yapmanız gerekiyor. Ayrıca müşteri memnuniyetini üst seviyede tutmak için sattığınız ürünlerin size iade edilmesi gibi durumlarda yine kargo parası ödeyeceğinizi unutmayın.

İnternet sitenizi ve ihtiyacınız varsa akıllı telefon uygulamalarınızı geliştirmek için yazılım şirketleri ile anlaşmalısınız. Sipariş ve üyelik ile ilgili de yasalar gereği hazırlamanız gereken sözleşmeler var ve bir avukat ile görüşerek bu sözleşmeleri hazırlamanız daha sağlıklı olur. Ayrıca kurumsal kimliğinizin modern ve akılda kalıcı olması için de reklam ve tasarım ajansları ile çalışmalısınız. Maalesef tüm bu kalemler ciddi maliyetler anlamına geliyor ve hazır e-ticaret yazılımlarını seçerek en uyun fiyatlı çözümleri tercih etmeye özen gösterseniz bile aylık ve yıllık barındırma, domain ve ssl gibi ödemeleriniz olacak. Kendinize özel bir internet sitesi tasarlatmak için ise profesyonel bir yazılım şirketi bulmak bile ciddi anlamda bir sorun. İşini iyi yapan firmalar ise bugün en az 15-20.000 TL'den başlayan fiyatlara hizmet veriyorlar. POS entegrasyonu için de sanal pos firmaları ya da bankalar ile anlaşmanız gerekiyor.

Marka olmak demek birçok cephede mücadele vermek demek. Bugün birçok sosyal medya platformunda var olmazsanız geri kalmış olmakla suçlanıyorsunuz. Her alanda var olabilmek ise büyük bir zaman ve enerji gerektiriyor. Ürünlerinizi pinterers'te sergilemeli, twitter'dan gelen acımasız yorumları kimseyi kırmadan yanıtlamalı, instagram'da ve facebook'ta da çok sayıda mutlu takipçinizi düzenli olarak mutlu etmeye devam etmelisiniz.

Kutu ve ambalaj tasarımı, SEO (arama motoru optimizasyonu), muhasebe programı gereksinimi, tüm bu yazılımların entegrasyon maliyeti, pazarlama ve mail marketing stratejileri ve gerekiyorsa sosyal medya kanalları/fenomenleri/influencer'ları ile yapacağınız ürün tanıtım sponsorluk anlaşmaları da bazı diğer önemli noktalar.

Son not: e-ticaret sitesi açmak, hiç de sanıldığı gibi kiraya ya da personele para ödenmediği için masrafların minimize edildiği bir sanal pazarda satış yapmak anlamına gelmiyor. Satış yapsanız da yapmasanız da mali müşaviriniz olmalı, şirket kurmalısınız ve vergilerinizi ödemelisiniz. Ayrıca ROI (Return Of Investment - Yatırım Getiri) gibi konularda da bilgi sahibi değilseniz araştırma yapmanızı öneririm. Hangi alanda satış yapacağınız ile ilgili sektör analizi yapmadan kısmet diye e-ticaret platformu kuranların sonu ne yazık ki genelde hüsranla bitiyor.

E-ticaret sitesi açmak mı yoksa pazar yeri açmak mı daha mantıklı?
Bu makalenin telif hakkı ve tüm sorumlulukları yazara ait olup, şikayetler için lütfen bizimle iletişime geçiniz.
URL:

Yorumlar

  • teknak
    03.06.2021

    başlangıç için en büyük sıkıntı bence reklam ve tanıtım maliyetleri, pazaryerlerinin asıl avantajı da burada ortaya çıkıyor. internet sitenizi arama motorlarından ve sosyal medya platformlarından bulunabilir yapıncaya kadar zaten her gün milyonlarca kişinin ziyaret ettiği pazaryerlerine eklemeniz çok daha mantıklı

  • sasuke
    03.06.2021

    birisinde başlangıç ve sürdürme maliyeti yüksek ama satış başı maliyet yok, diğerinde ise kurulum süresi, maliyeti ve sürdürme maliyetleri yok ancak her bir satış için ödemeniz gereken bir komisyon tutarı var. bence işletmenizi duyuruncaya kadar en mantıklısı pazaryeri kurmak, sonrasında müşterilerinizi kendi sitenizi açarak oradan daha ucuz alışveriş yapmaya teşvik edebilirsiniz

  • plasebo02
    30.01.2021

    bence asıl soru nerede satış yaptığınız değil, ne sattığınız olmalı. piyasada herkes aynı ürünleri satıyor ve maliyetleri de aşağı yukarı hepsinin aynı. dolayısıyla her yerde aynı fiyatlara aynı şeyleri satan onlarca mağazadan birisi olmanın ne anlamı var? üretime yönelmeli ve özgün ürünler satmalı firmalar

Bu yazıya siz de yorum yapabilirsiniz

İnternet sitemizdeki deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanıyoruz. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz. Daha fazla bilgi.