TEMEL SOSYAL KARŞILAŞMALAR (Basic Social Encounters)
Part 1 (Bölüm 1)
Selamlaşmalar (Greetings)
Hi! Selam!
Hello! Merhaba!
Hi there! Merhaba!
Hello there! Merhaba!
Howdy! Merhaba!
Hey! Hey!
Yo! (slang) Selam! (argo)
How are You? Nasılsın?
How's it going? Nasıl Gidiyor?
How's it been? Nasıl Gidiyor?
How's everything? Ne var ne yok?
How've you been? Ne alemdesin?
How you been?(informal) Vaziyetler nasıl? (resmi olmayan)
How's tricks? (informal) Vaziyetler nasıl? (resmi olmayan)
What have you been up to? Neler yapıyorsun?
What's new? (informal) Ne haber? (resmi olmayan)
What's up? (informal) Ne haber? (resmi olmayan)
What's happening? (slang) Ne oluyor? (argo)
What's going on? (slang) Ne oluyor? (argo)
Good morning. Günaydın.
Morning. Günaydın.
Mornin' (informal) Günaydın (resmi olmayan)
How are you this bright morning? Bu sabah nasılsın?
Good afternoon. Tünaydın.
Afternoon. Tünaydın.
Good evening. İyi akşamlar.
Evening. İyi akşamlar
I haven't seen you in years! Yıllardır seni görmüyorum.
Long time no see! (informal) Uzun zamandır görüşemiyoruz. (resmi olmayan)
I haven't seen you in an age! Çoktandır seni görümüyorum.
I haven't seen you in a month of Sundays! Uzun zamandır seni görmüyorum.
What a surprise to meet you here! Seni burada görmek ne sürpriz!
Imagine meeting you here! Seni burada görmek hayalimden geçmezdi!
Fancy meeting you here. Seni burada göreceğime dünyada inanmazdım!
Never thought I'd see you here! Seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi.
What are you doing in this neck of the woods? Senin bu semtte ne işin var?
Shouldn't you be in school? Okulda olman gerekmez mi?
Shouldn't you be at work? İşte olman gerekmez mi?
Have you been keeping busy? İşlerin yoğunmuydu?
You been keeping busy? Yoğun muydun?
Been keeping cool? İyi misin?
We seem to keep running into each other. Galiba çok sık karşılaşıyorz.
Haven't met before? Daha önce tanışmamış mıydık?
We have to stop meeting like this. Bu şekilde buluşmakten vazgeçmeliyiz.
Didn't meet at that party last week? Geçen hafta partide tanışmamış mıydık?
I'm sorry; I've forgotten your name. Özür dilerim, isminizi unuttum.
I've been meaning to call you. Seni aramayı düşünüyordum.
Fine. İyiyim.
I'm fine. İyiyim.
I'm cool. (slang) Canavar gibiyim. (argo)
Keeping cool. Bomba gibiyim.
Dandy. (informal) Bobmba gibiyim. (resmi olmayan)
Fine and dandy. Turp gibiyim.
Great. Çok iyiyim.
Couldn't be better. Bundan daha iyi olamam.
Happy as clam. Çok mutluyum.
Okay. Fena değil.
All right. Fena değil.
(I) can't complain. Allaha şükür.
No complaints. Allaha şükür.
I have nothing to complain about. Allaha şükür bir yaramazlık yok.
Keeping busy. Meşgulüm.
Keeping myself busy. uğraşıyoruz işte.
Been keeping myself busy. Uğraşıyoruz işte.
Keeping out of trouble. Bir sıkıntım yok.
Been up to no good. (informal) Bir yaramzlık yok. (resmi olmayan)
Been keeping my nose clean. (informal) Derdim tasam yok. (resmi olmayan)
Getting by. Geçinip gidiyoruz.
Fair to middling. Orta şeker.
So-so (informal) Şöyle böyle. (resmi olmayan)
Plugging along. (informal) Uğraşıyoruz işte. (resmi olmayan)
Could be worse. Buna şükür.
Could be better. Allah iyi eder inşallah.
(Just) Muddling through Sürünüyoruz.
Same as always. Hep aynı.
Same as usual. Her zamanki gibi.
Not good. İyi değilim.
Not so good. İyi değilim öyle.
Not to good. Pek iyi değilim.
Not well. İyi değilim.
Not very well. Çok iyi değilim.
Not so well. Öyle iyi değilim.
Not too well. Pek iyi değilim.
None too well. Hiç iyi değilim.
Not so hot. Öyle iyi değilim.
Not too hot. Pek iyi değilim.
None too hot. Hiç iyi değilim.
Not great. Öyle çok iyi değilim.
Not so great. Öyle çok iyi değilim.
None to great. Hiç iyi değilim.
Crummy. (slang) Keyfim yok. (argo)
Kind of crummy. (slang) Keyifsiz gibiyim. (argo)
Lousy. (slang) Berbatım. (argo)
I've seen better days. Bundan daha iyi günler gördüm.
I've had better days. Bundan daha iyi günler yaşadım.
Could be better. Daha iyi olabilirdim.
I've been better. Önceden daha iyiydim.
I've been under the weather. Rahatsızım.