Dün Elazığ'da gerçekleşen depremden sonra deprem gerçeğini bir kez daha hatırlamış ve depreme hem altyapı olarak, hem de psikolojik olarak ne kadar hazırlıksız olduğumuzu bir kere daha fark etmiş oldum. 3. ağızdan haber almamak için de koeri.boun.edu.tr üzerinden sabaha kadar son depremleri takip ettim ve neredeyse dakika başı ufak tefek sarsıntılar kaydedilmeye devam etti. Yanlış biliyorsam düzeltin ama deprem, yerine oturmamış zeminin birbirine oturması çabası olarak tanımlanıyor, her bir hareket de bir fay hattında kendinden sonraki değişikliklerin senaryosunu değiştirmiş oluyor.
Eskiden Ankara deprem bölgesi değil derlerdi ama iç anadolu'da aktif olmadığı söylenen fay hattı bölgesinde son bir yılda kendi hissettiğim en az iki sarsıntı oldu. Beklenen İstanbul depremi konusunda insanlar çok yakında olabilecek çok üzücü sonuçları olabilecek büyük bir depreme endişe duyarlarken yine İstanbul kadar eski ve altyapısı bence depreme çok da müsait olmayan Ankara'daki deprem riskini değerlendirmeyi hep atlıyorlar. Şehir merkezindeki eski yapılaşmayı geçiyorum, çayyolu ve oran bölgelerinde yükselen çok uzun blokların oldukları yerlerin zeminleri bu yapılaşmayı bir deprem durumunda koruyabilmeye ne kadar elverişli açıkçası şüphelerim var. Ayrancı, Ulus, Bahçelievler, Balgat, Öveçler, Kızılay şehir merkezinde özellikle çok eski apartmanlara sahip olan bölgeler, bir de gecekondu yapılaşması olup henüz apartmana dönüştürülmemiş bölgeler var. Umarım böyle bir tehlikede korktuğum başıma gelmez. İnternette Ankara'nın 2020 yılında ne kadar aktif bir deprem bölgesi olup olmadığına ilişkin bilimsel ve anlayabileceğim bir yazı bulamadığım için buraya bu soruyu ekleme gereği duydum. Bilenler ya da tahmin etmeden somut bilimsel kaynağa sahip olanlar varsa paylaşabiilirseniz sevinirim.