İnternette son birkaç haftadır banka şubelerinin ve genel merkezlerinin çalışanlarını istifaya zorladıkları ile ilgili haberler yer buluyor. Bu haberlerin kaynakları da haber siteleri değil, banka çalışanlarının sosyal medya hesapları oluyor. Olası bir finansal krizin en önemli direklerinden birisi olan bankaların finansal açıdan zorda olmaları beni 2001 ve 2008 krizlerini görmüş birisi olarak çok korkutuyor.
Faizlerin düşük olmasını destekleyen birisiyim ancak bankaların (her ne kadar ne olduğunu bilmediğimiz bir çok finansal bankacılık terimi duyuyor olsak da) çalışma prensipleri oldukça basittir. Mudiler (bankaya parasını emanet eden kişiler), bankalar için bir fon havuzu oluşturur. Mudilerin bankaya para yatırmasındaki amaç ise bankaları tarafından bu paraların tutulması karşılığında faiz ödeme sözü vermesidir. Bankalar da mudilere ödedikleri faizden daha yüksek bir faiz karşılığında ihtiyaç sahibi birey ya da firmalara kredi verirler. Dolayısıyla ekonominin temel direklerinden birisi olan özel bankalar için faizin çok önemli bir yeri vardır.
Faiz oranlarının bir süredir düşük olması, hem yatırımcıların birikimlerini bankaya yatırmak yerine döviz ya da hisse senetleri ile değerlendirmelerine; hem de reel olarak negatif faiz olarak ifade edilebilecek faiz oranları ile bankalardan kredi kullanabilmeleri anlamına geliyor ve bankalar da bu süreçte gelir kaybına uğramış oluyorlar. İşin bir diğer boyutu da CDS oranları (bkz: CDS Primi Nedir?)
Eğer paylaşılan bu haberler doğru ise özel bankaların finansal durumları çok sağlam olmayabilir, hisse senetlerinin değerlerinin çok parlak olmaması da bunun bir diğer göstergesi. Umarım bu finansal sorunlar ve pandemi etkisi artık son bulur ve yabancı para birimlerinin TL karşısında daha fazla değerlenmesi ve hayat pahalılığı + işsizlik darboğazı derinleşmez.