Tatile gidince deniz kenarında benim için hep en çözümsüz problemlerden birisi maalesef hep bu olmuştur. Şezlongda yedik içtik güneşlendik, hadi denize dendiğinde eğer şezlonglardaki eşyaların başını bekleyecek kimse yoksa telefon, anahtar, cüzdan, çanta vb ne olacak? Bunun uzun yıllardan beri en iç rahatlatan çözümü, bütün değerli eşyaları tek bir yere toplayarak üzerini havlu ile örtmek olmuştur, sanki herkes aynı taktiği uygulamıyormuş gibi kötü niyetli birisi olsa anlamayacak ganimetin havlunun altında olduğunu :) Sonuç olarak benim gibi insanları sık sık denize geri geri girerken ya da sırt üstü suyun kaldırma kuvvetini test etme esnasında irkilerek bir anda sahildeki şezlonguna bakma ihtiyacı hissederken görebilirsiniz, o kadar açılmışken birisi gelse yüzerek arkasından yetilebilecek halimiz olmasa da yine de insanın aklı kalıyor işte. Aslında plajların yazılı olmayan kurallarından birisi, şezlongları birbirlerine yakın olan tatilcilerin birbirlerinin bekçileri olmaları durumudur. Yandaki şezlongdakiler denize girerlerken bana güvenmeliler mesela, ben de onlara güvenmeliyim ve aklım kalmadan denize girebilmeliyim.
Not: değerli eşyaları kimse almaz diye bebek bezine saran kişiler, bu bezlerin görevliler tarafından çöpe atılması riskini gözden kaçırıyorlar. Hele bir de kimse dokunmasın diye bebek bezine çikolata sürenler tehlikeye davet çıkartmış oluyorlar :)