Kelime anlamlarını aynen taşıyan deyişlerden biridir “Sükut ikrardan gelir” ifadesi.
“Sükut” kelimesi “Sessizlik” anlamında,
“İkrar” kelimesi ise “Kabul etmek” anlamındadır.
Osmanlıca’da “sessiz kalmak, susmak ya da cevap/yanıt vermemek, kabul etmektir” anlamında kullanılan deyiştir. Daha kısa kullanım olarak "Sükut ikrardandır" olarak da sıklıkla kullanılmaktadır. Bu şekilde de kullanıldığında anlamında herhangi bir değişme olmamaktadır.
Özellikle hukuk alanında oldukça fazla kullanılır. Cevaba cevap dilekçelerinde bu ifadeyi gördüğünüzde karşı tarafın sizin ifadenizi ya da iddianıza yanıt vermememesi ve susması, sessiz kalmasının aslında sizin iddianızı kabul ettiği anlamına geldiğini ifade eder bir nevi. Diğer bir ifadeyle eğer davanızda karşı taraf ya da karşı taraf vekili yanıt vermiyor ve sessiz kalıyorsa, bunun karşılığı olarak hukuki yaptırımlara da itiraz etmeyeceği ve kabul edeceği anlamına gelmektedir.
Peki “susmak” her zaman karşı tarafın iddiasını ya da fikirlerini, sözlerini kabul etmek anlamına mı gelir? Susmak bazen en güzel cevap değil midir? Peki ya “Söz gümüşse sükut altındır” deyişi çok doğru değil midir? Bana kalırsa laf anlamayan, siz ne derseniz deyin önyargıları daha ağır basan ve bazen de kapasiteleri sizin anlattıklarınıza yetmeyecek olan kişilerle vakit harcamaktansa susmak, sakinliğinizi korumak en iyi yöntemdir. Hem bazen susmanız karşı tarafı daha da çileden çıkartır, eğer isteğiniz bu doğrultuda ise savaşadan savaşı kazanabilirsiniz.
Bir de “suskunluğum asaletimdendir” diyenler vardır. Dolayısıyla suskunluk, sessiz kalmak da duruma ve kişiye göre değişmektedir, hangisini kabul etmek isterseniz..