Kendimi bildim bileli bazı sektörlerin reklam script'leri hiç değişmez. Mesela çamaşır ve bulaşık ile ilgili deterjan/yumuşatıcı gibi ürünlerin hep iki tane argümanı vardır:
- Eğer piyasadaki en pahalı ürün ise diğerlerinden daha üstün olduğunu iddia et, makinenin daha uzun yıllar çalışacağını söyle ve uzun vadede tasarruf ettirdiğini söyle
- Eğer piyasadaki en pahalı ürün değilsen de en pahalı ürün ile kendini kıyasla, arada bir fark olmadığını söyle, bir de 20-30 kadını toplayarak şaşırttın mı gönder reklam olsun
Bu reklamlarda da hep aynı kadınların oynaması tesadüf değildir. Ben kadın olsam sorardım, aynı reklam figürleri birkaç yıl arayla rakip firmaların reklamlarını yapıyorlar, kardeş sen onu mu kullanıyorsun yoksa bunu mu derdim. Bu arada bu reklamlardaki meşhur oyuncu kadınların hiçbirisinin de son 20 yıldır çamaşır ya da bulaşık yıkadıklarını sanmıyorum o da ayrı konu.
İkinci hiç değişmez fiyasko reklam script'i de dş macunlarıdır. Falanca diş hekimi bunu tavsiye ediyormuş da yeni çıkan formülü çok etkiliymiş. Peki neden yeni çıkan formülün çok etkili olduğunu ispat etmek için ajanslardan dişleri zaten bembeyaz olan oyuncuları oynatıyorsunuz reklamlarınızda? Sormazlar mı bu ürün yeniyse 30 yaşındaki bu beyaz dişli kadının ağız sağlığı sizin ürünle ne alaka diye?
Saymakla bitmez ama bir de krem peynir ya da aromalı içecek satma kisvesi altında mutluluk satmaya çalışanlar var. Dededen toruna kadar 3 kuşak bir masada sohbet edip kahkahalar atarak yemek yiyor, masadaki tek ürün de zaten bize pazarlanmaya çalışılan ürün. Sanırsın masaya bu ürünü koyunca bir anda herkes telefonunu bırakıp şen şakrak sohbet etmeye başlayacak. Hayaller torunlarına şaka yapan dedeler, gerçekler yemekte elinde telefonla sıfır iletişim kuran aileler.
Bana ürünü tanıtın kardeşim, yemiyoruz artık bu ucuz numaraları. Mesela katkı maddesi yok de (ki var) ya da kilo aldırmıyor de (öyle bir aldırıyor ki). Piyasadaki en zararlı ürünleri internetten bulup bakın nasıl şaşıracaksınız, en zararlı ürünler en çok reklam yapan ürünler aslında.